1. bu ülkelerden çek cumhuriyetini iyi bilirim. dindarlığın yaygın olmamasının elbette bir geçmişi var. komünist dönemde dini kurumlar üzerine müthiş bir baskı kurulmuştu. ama bu dini silmedi, önemini azalttı; eğer vazgeçilmez olsaydı önemini kaybeder miydi ki? komünist dönemin etkisini dindar olmaya ilişkin zorunluluğun, mahalle baskısının ortadan kalkması olarak düşünmek lazım. sıradan bir çek insanı için bu durumun ruhani bir boşluk doğurması da söz konusu değil. sanırım işin gizi hayattan beklentileri asgari düzeyde tutmakla alakalı. tabi ki bizim kulturumuzle karşılaştırarak anlamaya çalışıyorum. bizde öyle bir acelecilik ve hayata karşı ihtiras yerleşmiş ki, gizemli bir gücü sürekli yardıma çağırıyoruz. allah yolunu açık etsin, allah tek yastıkta kocatsın, allah analı babalı büyütsün, allah bereket versin, allah korusun, allaha emanet ol, inşallah, allah, allah, allah... bitmek tükenmek bilmeyen bir ihtiras! çek kültürü ise çok daha minimal yaklaşıyor hayata. namaz kılar gibi bir disiplinle spor yaparlar. boş vakitlerinde kendilerini doğaya salarlar. arkadaş çevrelerinde gülerler, eğlenirler, içerler. ve sanırım sıradan bir çek insanının hayatının çoğu bundan ibaret. böyle olunca da sürekli elinden tutacak bi allah babaya, koruyucu meleklere pek ihtiyaç duymuyorsun.